Şeker hastalığı semptomları, hastalığa özgün ve oldukça karakteristik belirtilerdir. Şeker hastalığı belirtileri hastalar tarafından bilinmelidir . Böylece hastalık erken fark edilir ve tedavisine geçilir. Bu sayede hastalığın vücuda vereceği zarar önlenebilir.
Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Diyabet belirtileri şunlardır:
- Sık sık tuvalete gitmek,
- Sık sık susamak,
- Sürekli açlık hissetmek,
- Sebepsiz yere aşırı yorgun hissetmek,
- Görüşün bulanıklaşması,
- Yara ve kesiklerin iyileşmesinin çok yavaş olması,
- Vücudun çeşitli yerlerinde morluklar,
- Açıklanamayan kilo kaybı (Tip1)
- Ellerde ayaklarda karıncalanma, ağrı veya uyuşukluk ( Tip 2)
Bunlarla birlikte Tip 2 diyabetli hastalarda bazı belirtiler o kadar hafiftir ki, hastalık fark edilmeden sinsice ilerleyebilir. Şeker hastalığının erken saptanması ve tedaviye başlanması diyabetin komplikasyon geliştirme riskini azaltabilir.
Tip1 ve Tip 2 diyabet arasında birçok benzerlik olsa da her iki türün gelişme sebepleri çok farklıdır. Buna bağlı olarak da farklı tedaviler uygulanır. Bazı kişilerde özellikle Tip 1 tanısını yeni almış yetişkinler ile Tip 2 tanısı konmuş yetişkinlerin diyabet semptomları birbirine çok benzeyebilir. Tipler arasındaki bu örtüşme kafa karıştırıcı olabilir.
Bebeklerde veya Çocuklarda Tip 1 Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Çocuklarda ya da bebeklerde Tip 1 diyabet semptomlarının bilinmesi ebeveynlerin diyabeti nasıl ve ne zaman kontrol edeceklerini bilmeleri açısından çok önemlidir. Sık sık idrara çıkan, çok fazla su içen, gittikçe daha yorgun ve hasta duruma düşen küçük çocuk görüntüsü, diyabetin yeni başladığı hastanın klasik görüntüsüdür. Tuvalet eğitimi almış ve gece yatağa ıslatma problemi olmayan bir çocuk, gece yatağını ıslatmaya başlarsa bu durumun sorumlusu diyabet olabilir.
Çocukta diyabet tanısı doktorun ofisinde ya da acil serviste kan şekeri kontrol edilerek kolayca konulur. Fakat işin asıl zor bölümü belirtileri tanımak ve çocuğun hastalığını kontrol altına alabilmektir. Bebekler de dahil olmak üzere küçük çocukların Tip 1 diyabet olabileceğinin bilincinin geliştirilmesi, ebeveynlerin ne zaman Tip 1 için kontrole gideceklerini bilmeleri açısından yararlıdır.
Diyabetik Ketoasidoz
Diyabetik ketoasidoz ciddi ve acil bir durumdur. Bazen çocuklara diyabet tanısı konduğunda, onlar diyabetik ketoasidozda (DKA) olabilirler. Vücutta insulin eksikliği olduğunda, metabolizma keton adı verilen yüksek düzeyde asit oluşturabilir. DKA genellikle hastanede yatış ve tıbbi müdahale edilmesi gereken acil bir durumdur. İnsülin ve sıvılar ile müdahale gerekebilir. Teşhisten sonra, tedavinin erken döneminde bazı çocuklar vücutlarının yeterince insülin ürettiği bir aşamadan geçebilirler. Bu döneme ‘’balayı evresi’’ denir. Diyabet iyileşmiş gibi görünür, ancak zamanla kanda glikoz seviyesinin normal sınırlar içinde tutulması için, belli aralıklarla uygun dozlarda insülin verilmesi gerekir.
Yetişkinlerde Tip 1 Diyabet Başlangıç Belirtileri Nelerdir?
Yetişkinlere Tip 1 diyabet belirtileri incelenerek diyabet teşhisi konulduğunda genellikle yanlışlıkla Tip 2 diyabeti olduğu söylenir. Bunun nedeni tıp camiasında Tip 1 diyabetin her yaşta başlayabileceği konusunda bir anlayış eksikliği olmasının halen devam ediyor olmasıdır. Aynı zamanda Tip 1 diyabeti olan bir yetişkine teşhis koymak zor da olabilir. Çünkü Tip 1 diyabeti yeni başlayan yetişkinler, genellikle daha önceleri hasta değildirler. Doktorları rutin bir ziyarette kan şekeri seviyesini yüksek bulur. Buna bağlı olarak hastaya diyet, bir egzersiz programı ve oral bir ilaç verir. Diğer taraftan Tip 1 diyabeti olup da Tip 2 diyabeti varmış gibi görünen insanlar da vardır. Bu kişiler genellikle fazla kilolu oldukları için teşhiste yanılma olabilir. Fakat sonuçta bu kişiler Tip 1 diyabet hastasıdırlar. Bu tarz bir teşhiste en parlak doktorların dahi hata yaptığı olmuştur.
Hastaya Tip 2 diyabet tanısı konduğunda Tip 2 diyabet tedavisi sonuç vermiyorsa bu durumda diyabetinin tipinin belirlenmesi için bir endokrinoloğa başvurulması gerekebilir. Bu durumda genel olarak antikor testleri yapılır ve C-peptid seviyesinin ölçülmesi istenir.
Gestasyonel Diyabet
Gestasyonel diyabeti olan kadınlarda hiçbir belirti görülmeyebilir. Bu nedenle de risk grubundaki hastaların hamilelik sırasında doğru zamanda test edilmesi gerekir. Hamilelik sırasında ( özellikle 24.hafta civarında) çoğu kadın gebelik diyabeti geliştirir. Gebelik diyabet tanısı, hamile kalmadan önce hastanın diyabeti olduğu ya da doğumdan sonra diyabet hastası olacağı anlamına gelmez. Fakat hamilelik planlanırken doktorun kan şekeri seviyelerine dair verdiği tavsiyelere, uyulması önemlidir. Böylece annenin ve bebeğin sağlığı korunur.
Ayrıca kalp damar tıkanıklığı belirtileri bilgilerine de bakabilirsiniz.
Şeker Hastalığı Komplikasyonları Nelerdir?
Diyabet hastalığının komplikasyonlarını da bilmekte yarar vardır. Diyabet pek çok ciddi sağlık sorunu oluşturulması riskini arttırır. Doğru tedavi ve önerilen yaşam tarzı değişiklikleri ile diyabetli birçok kişi komplikasyonların başlamasını tamamen önleyebilir ya da geciktirebilir.
Kalp Hastalıkları
Kalp rahatsızlıkları diyabetli kişilerde sıkça görülür. Şeker hastalarında kalp krizi ya da felç geçirme riski ortalamanın üzerindedir. Diyabet hastalarında risk 2 kat artış gösterir. Diyabet, kalp hastalığı ve inme arasında önemli oranda bağlantı vardır. Aslında diyabeti olan hastalarda, vasküler hastalıklar önde gelen ölüm sebeplerindendir. Tıkalı kan damarları kalp krizine, felce ve diğer sorunlara sebep olabilir. Ancak kalp hastalığı, felç ya da kan damarı hastalıklarının da tedavileri vardır.
İnme
İnme , beynin bir kısmına kan akışının aniden durması ile gerçekleşir. Bu durumdan beyin dokusu zarar görür. Çoğu inme kan pıhtısının beyinde ya da boyundaki bir damarı tıkaması sonucu olur. İnme hareket problemlerine, acıya, uyuşukluğa, ve düşünme hatırlama, konuşma problemlerine neden olabilir. Bazı hastalarda inme sonrası depresyon gibi duygusal problemler de gelişebilir. Şeker hastalarında felç geçirme riski, şeker hastası olmayanlara göre 1.5 kat daha fazladır. Ancak hastalar durumun bilincinde olup, yaşam şekillerine dikkat ederek riski azaltabilirler.
Yüksek Kan Basıncı ( Hipertansiyon)
Yüksek tansiyon çok yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Yetişkin popülasyonunun 1/3’ünde, diyabet hastalarının ise 2/3’ünde yüksek tansiyon vardır. Tansiyon yüksek olduğunda kalbin daha fazla çalışması gerekir. Bu da kalp hastalığı, felç vb. sorunlara zemin hazırlar. Yüksek tansiyon için tedavi olmak ve yaşam koşullarını düzenlemek çok önemlidir.
Nöropati
Nöropati sinirlerin hasar görmesidir. Diyabet kaynaklı sinir hasarına, diyabetik nöropati denir. Diyabet hastalarının yaklaşık yarısında çeşitli sinir hasarlanmaları görülür. Nöropatiyi birkaç yıl sonra fark eden ve bu yüzden farklı sorunlarla karşılaşan hastalar vardır.
Kan şekeri seviyesi daima optimumda tutulursa, sinir hasarlanması önlenebilir ya da geciktirilebilir. Zaten nöropati oluşmuşsa, daha fazla hasarın önlenmesi ve geciktirilmesi için tedavi olunmalıdır.
Şeker hastalığı belirtileri bilinerek ona göre erken önlem alınmasında, bu sayılan komplikasyonların önlenmesi ya da geciktirilmesi açısından büyük faydası vardır.
Göz Komplikasyonları
Göz sorunları diyabetin önde gelen sorunlarındandır. Diyabet, göz sinirlerine verdiği harabiyet nedeni ile körlüğe dahi yol açabilir. Fakat genellikle diyabet hastalarında küçük çaplı göz bozukluklarından başka bir şeye rastlanmaz. Düzenli göz muayeneleri ile problemler büyümeden önlenebilir.
Böbrek Hastalığı ( Nefropati)
Nefropati önemi bir hastalıktır. Daha doğrusu böbrekler önemli organlardır. İçlerinde filtre görevi gören milyonlarca küçük kan damarı bulunur. Böbreklerin görevi atık ürünleri kandan temizlemektir. Fakat bazen bu filtreleme sistemi bozulur. Diyabet böbreklere zarar verebilir ve görevlerini yapmasını önleyebilirler. Görevini yapamayan böbrekler filtreleme yeteneklerini yitirdiği için böbrek hastalığına sebep olurlar.
Akıl Sağlığı
Mental sağlık, kandaki kan şekeri seviyesinden etkilenir. Bu nedenle akıl sağlığını korumak için kan şekeri düzeyinin takip edilmesi, insülin dozlarının düzenli biçimde alınması, yemeklerin planlanması ve fiziksel gereksinimlerin kontrol altında tutulması çok önemlidir. Bu oldukça kapsamlı ve zor bir iştir. Zihinsel ve duygusal sağlığı korumak için diyabetin iyi yönetilip, kontrol altına alınması gereklidir. Bu nedenle hasta yakınlarından yardım istemelidir.
Diyabetik Ketoasidozis
Diyabetik ketoasidoz (DKA), diyabetik komaya hatta ölüme varabilen önemli bir durumdur. Hücreler enerji için ihtiyaç duydukları glikozu bulamadıklarında, enerji kazanmak için yağ yakmaya başlarlar ve bu da keton üretimine yol açar. Keton, enerji elde edilmesi amacıyla yağ parçalandığı zaman vücutta oluşan kimyasal maddelerdir. Vücut bunu normal enerji kaynağı olan glikozu kullanamadığı zaman yapar. Ketonlar kanda biriktiğinde, kanı asidik hale getirirler. Kanda ketonların artışı, diyabetin kontrolden çıktığını gösteren bir uyarı işareti olabilir.
Cilt Komplikasyonları
Cilt problemleri şeker hastalığının yol açtığı bir başka komplikasyondur. Hatta bazen bu tür sorunlar kişinin şeker hastası olduğunu gösteren ilk belirtilerdir. Bu problemler erken teşhis edildiği takdirde önlenebilir ve tedavi edilebilir. Bunlar her insanın yaşayabileceği sorunlar olmasına rağmen, şeker hastaları için çok daha önemli problemler haline gelir.
Hiperosmolar Hiperglisemi Nonketonik Sendrom
Hiperosmolar Hiperglisemik Nonketonik Sendrom (HHNS) yaşlılarda çok sık rastlanan ciddi bir durumdur. HHNS, Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalığı iyi bir şekilde kontrol edilmezse gelişir. Ancak Tip 2 diyabeti olan kişilerde daha sık görülür. HHNS’de kan şekeri seviyesi yükselir ve vücut bolca idrar atarak fazla şekerden kurtulmaya çalışır.
Önceleri çok sık tuvalet ihtiyacı hissedilir, daha sonra bu kadar sık tuvalet ihtiyacı hissedilmez ama idrar çok koyu olur. Çok fazla susuzluk hissedilir. Bu durumda hasta susamasa bile sıvı almalıdır çünkü yeterince sıvı alınmaması, vücudun susuz kalmasına yol açar. Bu hal devam ettiği takdirde şiddetli dehidrasyon nöbetlere, komaya ve sonunda ölüme neden olabilir.
Ayak Komplikasyonları
Ayak problemleri diyabet hastalarında sık görülen bir durumdur. Ayaklarda yaşanan sıradan sorunlar bile daha kötüye gidebilir. Ayak problemleri arasında en sık karşılaşılan, nöropati adı verilen sinir hasarıdır. Bu hastalık karıncalanma, ağrı ya da ayaklarda zayıflamaya neden olabilir. Ayrıca ayakta his kaybı da olur. Bu nedenle ayak kötü bir şekilde yaralanabilir. Kan akışının düzgün olmaması, ayak şeklinde değişiklikler olmasına yol açabilir.
Gastroparez
Gastroparez mide içeriğinin boşaltılmasının çok uzun sürdüğü hem Tip 1 hem Tip 2 diyabet hastalarını etkileyen bir hastalıktır. Vagus siniri gıdanın sindirim sistemi içerisindeki hareketlerini kontrol eder. Vagus siniri hasar görürse ya da çalışmayı durdurursa, mide ve barsak kasları normal biçimde çalışmaz ve gıdaların hareketi yavaşlayarak durur.
Diğer nöropati tiplerinde olduğu gibi kan şekeri seviyeleri uzun süre yüksek kalırsa diyabet vagus sinirine zarar verebilir. Yüksek kan şekeri, sinirlerde kimyasal değişikliklere sebep olur. Böylece de oksijen ve besin taşıyan sinirler zarar görür.
Gastroparez Semptomları
Gastroparez semptomları şunlardır:
- Mide ekşimesi,
- Mide bulantısı,
- Sindirilmemiş gıdaların kusulması,
- Yemek yerken erken dolgunluk hissedilmesi,
- Kilo kaybı,
- Karın şişkinliği,
- Düzensiz kan şekeri seviyeleri
- İştahsızlık,
- Gastroözofagel reflü,
- Mide duvarı spazmlarıdır.
Şeker hastalığı belirtileri hakkında günümüz tıbbi bilgeleri ışığında verilebilecek en genel bilgiler bunlardır. Konu çok kapsamlı, önemli ve yaygın olduğu için üzerinde yapılan çalışmalar devam etmektedir. Yeni bilgiler ışığında güncellemeler yapılacaktır.